Ben de anneyim, evde bebekle hatta bebeklerle uğraşırken, iki arada bir derede üzerinde yığılmış tonla ev işi yanında bir de bebeğinize sağlıklı alıştırmalık yapma çabasına girişmek ne demek bilirim. Üstelik yaparsın bir de tutmaz, sert olur, pişmez, lezzetli olmaz vs...
Tarif hatalıymış ya da beceremedim herhalde diye düşünüp yine dışarı parka çıkınca mecbur kalıp o hazır paketli abur cuburu, o hazır çubuk krakerleri, o hazır bebe bisküvilerini almayın, onlara muhtaç olmayın diye varız biz. Annelerin ağzından duyduğum, en basit zararsız araştırmalık gibi görünen hazır çubuk krakerlerinin dahi glikoz şurubu içeriğini düşünürsek, paketli gıdalarda glikoz şurubu içermeyen ürün neredeyse yok. Lütfen market alışverişlerimizde etiket okuma alışkanlığı kazanalım.
Gelelim hayatımıza zehir gibi giren glikoz şurubu illetine... Glikoz birçok meyvede bulunan, fruktoz ise ağaç meyvelerinde ve patates, pancar, soğan gibi kök sebzelerinde bulunan bir şeker türüdür. Bu şekerleri bulundukları doğal besinlerden aldığımızda sağlımız olumsuz etkilenmemektedir. Fakat özellikle hazır gıdalarda karşımıza çıkan glikoz ve fruktoz şuruplarının sağlımıza olumsuz etkilerini kanıtlayan sayısız çalışma var. Glikoz-fruktoz şurubu, mısır şurubu olarak da bilinmektedir, glikoz ve fruktoz şekerlerinin karıştırılmasıyla elde edilen bir şeker çeşididir. Mısır şurubu olarak bilinmesinin nedeniyse glikoz ve fruktoz şuruplarının çeşitli işlemler sonucu özellikle mısırdan elde edilmesidir.
Güçlü bir tatlandırıcı olmasının yanında, dondurulmuş besinlerde buz kristalleri oluşumunu en aza indirerek raf ömrünü uzatmak ve nem dengesini korumak için de kullanıldığı belirtilmektedir. Özellikle içecekler, kekler, bisküvi, mayonez ve salata sosları, salamura, fırın ve süt ürünlerinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Yüksek fruktozlu glikoz şuruplarının kan şekeri üzerindeki olumsuz etkileri ile vücudumuz obezite ve şeker hastalığına daha yatkın hale geliyor. Bunun nedeni ise glukoz şurubunun vücutta salgılanan leptin denilen ve yağ yakılmasını sağlayan hormonun salgılanmasını engellemesi olarak açıklanıyor. Bu durum hormon sensörlerini duyarsızlaştırıyor..
Bu durum hormon sensörlerini duyarsızlaştırıyor ve sürekli insülin salgılayan vücut, gıdaları sürekli depoladığı için kendisini aç hissediyor ve tokluk hissedemediğiniz için yemeye devam ediyorsunuz.
Glikoz ve fruktoz şurubunu vücudunuza sokmamak adına, yapabileceğimiz şey, aldığınız gıdaların içindekiler bölümünü inceleyerek, G37 – Glikoz Şurubu (DE-37), G40 – Glikoz Şurubu (DE-40), G58 – Glikoz Şurubu (DE-60), G95 – Glikoz Şurubu (DE min 97), M50 – Yüksek Maltoz Şurubu, M38 – Maltoz Şurubu, F85 – Fruktoz Şurubu, Yüksek Fruktozlu Glikoz Şurubu isimleriyle veya kodlarıyla geçen katkı maddelerini içeren ürünlerden kaçınmayı tercih etmenizdir. Bu, hem sizin hem bebeğinizin sağlığı açısından, son derece önem arz etmektedir annelerim