Bu gördüğünüz fotoğrafta Barlas'ı memeden kestiğim ilk gün. 21 aylıktı. Henüz 24 saat olmamıştı. Sarılıyorduk sadece. Çok zordu benim için de onun için de. Bu bir kopuş çünkü nasıl kolay olsun ki...
Bu kopuşun, olması gereken bir süreç olduğunun idrağından olabildiğince uzaklaşmamak gerekmekte.
Benim gerekçem hiçbir şey yememesi, sürekli meme ile geçiştirmesi, meme ile doymayınca tekrar meme istemesi, memede yaşanan bu kısır döngü ve artık zayıflamaya başlamasıydı. Yoksa gönlümden 2 yaşını doldurmak geçiyordu, nasip bu kadarmış.
Bir gün yine gün boyunca emzik niyetine kullanıldığım ve hazırlanan ek gıdaların çöpe gittiği gün, dedim "Tamam Çiğdem artık hazırsın, o gün bugün!". Son kez emzirdim oğlumu, ki o an hala gözümün önünde. Bitirdim. Bir daha da vermedim. Aaaah annelik ah...
Yapabilseydim gece emmelerini kesip, gündüz birkaç defa saatli emzirecektim. 2 yaşına kadar sürdürüp kademeli azaltarak bitirecektim. Hatta sizlere bunu öneririm, yapabilene. Ama inanın ben beceremedim...
O nedenle tek celsede kesme yöntemi bana uygundu. Kararlıydım, son emzirmemi yaptım, öptüm kokladım ve bitirdim. İlk meme işteyişini geçiştirdim. İkinci meme işleyişinde oyaladım. Ama üçüncü isteyişinde ağlama noktasına gelmeden, "Artık memede süt bitti Oğlum, inekler bizim için fazladan süt üretiyor onlardan içeceğiz" deyip konuyu somutlaştırdım. Sizin de memeden kesmek istediğiniz bebeğiniz konuşabiliyorsa, buna benzer bir somut örnekle emme sürecinin bitmesi gereken bir süreç olduğunu ifade edebilirsiniz. (İnek sütü içilmeli mi tartışmasını bir kenara bırakalım istiyorum, beni sorarsanız biz süt tüketiyoruz.) Bu esnada inek sağma videoları izlemek, ağlama krizlerimize merhem olmuştu.
Memeden kestiğiniz bebeğiniz konuşabiliyorsa, işler bir yandan zorlaşırken, bir yandan da kolaylaşıyor. "Anneeeeğğ, memeee?????" diye boncuk boncuk bakan bir çift göze karşı koymak kolay olmuyor. Ama bir yandan da sohbet edebilir, artık annede sütün bittiğini, meme emmenin bebeklere özgü bir süreç olduğunu, bu sürecin de sonsuza kadar süremeyeceğinin mantığını anlatabilirsin ki ben öyle yaptım.
Merhem olamadığım ağlama krizleri de yaşadık. Üçüncü gün mesela. Bir an, yanından uzaklaşsam daha mi iyi olur diye düşündüm. Anneme emanet ettim gittim, belki beni görmeyince daha kolay olur dedim. O kadar ağlamış ki... Hemen geri geldim. Bazı bebekler annesinden uzakta daha kolay bırakabilir belki ama bizim için o geçerli olmadı. Geri geldiğimde Barlas bana "Anne gitme" dedi ama bakışları daha fazla şey anlatır gibiydi. Çünkü memeyi kaybetmişti, Bir de annesini mi kaybedecekti... Tamam anladık meme gitti, bari sen gitme diyordu bakışları... Sarıldık hemen... Bir yandan süt basan meme sancısı, bir yandan o kopuşu ve bir daha emziremeyeceğimi düşünmenin verdiği derin hüzün...
Gerçekten kolay değil. O nedenledir ki anne, tam anlamıyla sürece hazır olmalı! Memeyi kesme gerekçeniz her ne ise, ona inanmalı doğru kararı doğru zamanda verdiğinizden emin olmalısınız. Yoksa geri dönüşler, başarısız meme bırakırma süreçleri yaşar durursunuz.
Kırk gün boyunca sordu Barlas. "Anne meme?! " "Anne, meme!?!?!??" Oğlum hani konuşmuştuk ya, hani annede süt bitmişti ya diye kısa bir cevap verip en sevdiği oyunları beraber oynamaya koyulduk. Hem açıklamamı yaptım, hem dikkatini sevdiği oyunlarla dağıtmaya çalıştım, hem de yanından bir an olsun ayrılmadım. Biraz ağlasın hemen sarıldım, sarıldım, sarıldım. Birbirimize sarılarak merhem olduk. Doğumuyla başlayan festival tadındaki o ilk emişi, sizin bedeninizin ürettiği sütle bebeğinizin büyüyüp serpildiğini görmek, bir mucizeye tanık olmak, hepsi o kadar güzeldi ki... Bu kadar güzel başlayan bir süreç, en az o kadar da güzel bitmeliydi... Asla memeye bir şeyler sürmek suretiyle bebeğimi tiksindirmek, soğutmak niyetinde olmadım. O yöntemler ne aklıma yattı, ne gönlüme yattı, ne de vicdanıma...
Ne kadar güzel başladıysa, o kadar güzel bitsin istedim.
Canım oğlum, ilk göz ağrım Barlas'ım. Gideyim de kocaman bir SARILAYIM, bir kez daha...